10 Ağustos 2014 Pazar

Ali Han Uygun: “Amacımız kesinlikle Türk futboluna hizmet etmektir.”



“Bir proje, bir röportaj” başlığı altında gerçekleştirdiğimiz röportajlardan ikincisini Teorik Futbol Eğitimi” sayfasının kurucusu Ali Han Uygun ile gerçekleştirdik.
Ali Han Hoca Türk futbolunda görsel materyal eksikliğine bir isyan olarak sayfayı kurduğunu söylüyor ve “Bu işi federasyon yapmalıydı” diyor. “Başka bir materyal yoksa ve Ali Han Uygun’un hazırladığı videolar 200 bin izleniyorsa bu Türk futbolunun ayıbıdır” diye de ekliyor.
Teorik Futbol Eğitimi projesi, ülke ve dünya futbolu ve futbolda maç analiz üzerine gerçekleştirdiğimiz bu keyifli röportajı sizlerle paylaşıyoruz.



Futbol Kolektifi: Hocam kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

Ali Han Uygun: 1975 Kırıkkale doğumluyum. İlk, orta, lise eğitiminin tamamını Kırıkkale’de tamamladım. 1994 yılında üniversiteyi kazandım. Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü mezunuyum. 99 yılında Eskişehir’de ki eğitimimi bitirdim. Ankara’ya yerleştim. Ankara’da çeşitli sektörlerde ticaret yaptım. Evliyim. İki tane oğlum var. Şu anda da Ankara’da yaşıyorum.

FK: Futbol geçmişinize dönecek olursak gerek sporculuk gerek antrenörlük kariyerinizdeki belli başlı kilometre taşları nelerdir?

AU: Futbol hayatıma küçük yaşta Kırıkkale’de başladım. Kırıkkale’de Amatör kümede yıllarca futbol oynadım. Üniversiteyi kazanana kadar amatör futbol hayatım Kırıkkale’de devam etti. 1994 yılında üniversiteyi kazandıktan sonra bir sene de Eskişehir’de oynadıktan sonra orada futbolu bıraktım. Kırıkkale’de oynadığım takım profesyonel lige çıktığı sene üniversiteyi kazandım. Buna olumsuz demek istemiyorum ama üniversite eğitiminin futbol hayatımı etkilediğini söylemek mümkün.

FK: Kesintiye uğrattığını söyleyebilir miyiz?

AU: Eğer üniversiteyi kazanmamış olsam profesyonel futbol hayatına geçiş yapacaktım. Ama nasip değilmiş. Pişman da değilim açıkçası. Antrenörlük hayatıma ise 2011 yılında Ankara’da Şentepespor Kulübünde başladım. 2011’de Kütahya’da kursu bitirerek C diplomamı aldım. Şentepespor Kulübü'nde kısa bir süre çalıştıktan sonra Dikmenspor’da çalışmaya başladım. Antrenörlüğümün ilk yılında 22 yıldır 2.amatör kümede mücadele eden Dikmen Spor gibi köklü bir kulübü oradaki özverili futbolcular sayesinde 1.Amatör kümeye çıkarttık.

Bir sene sonra Karadenizgücü’nde çalışmaya başladım. Karadenizgücü’nde çalıştığım sezonda lige zirvede bitirdik ve takımımız SAL ligine çıkma başarısını gösterdi. Aynı sezon BAL liginde Etimesgut Belediyespor’da Mete Işık hocanın ekibinde performans ve analiz antrenörü olarak göreve başladım. Karadenizgücünden sonra orada da bir şampiyonluk yaşayınca üç yılda üç takımla beraber bir üst lige çıkmış oldum.

FK: Futbol bilginizin ve tecrübenizin gelişmesinde en büyük rol oynayan faktörler nelerdir? Oynadığınız veya çalıştığınız kulüp ya da kulüpler mi, bireysel özveri ve çaba mı, birlikte görev yaptığınız spor adamları mı ya da bunlardan birkaçı aynı anda mı etkili oldu?

AU: Almış olduğumuz futbol eğitiminin tamamı Kütahya’da gittiğimiz C lisansı kursundan ibaret. Onun haricinde bir futbol eğitimi almadım. Türkiye’de antrenör eğitimi konusunda ciddi eksiklikler olduğu düşüncesindeyim ve antrenörlerin kendi kendilerini geliştirme zorunluluğu olduğu kanaatindeyim. Ben de başarabildiğim oranda bunun üstüne eğiliyorum. Bu yüzden en büyük etkenlerden bir tanesi kendi çabalarım olduğu görüşündeyim. Tabi ki çevremde bana destek olan insanlarıda unutmamak lazım. İkincisi internette Teorik Futbol Eğitimi adı altında bir sayfam var. Antrenörlüğümün birinci yılında böyle bir sayfayı faaliyete geçirdim. Bu sayfanın gelişimimde çok büyük katkısı olduğunu düşünüyorum.

 FK: Kariyerinizde geleceğe ilişkin hedefleriniz nelerdir?

AU: Her zaman için en yukarıyı hedefliyorum. Hiçbir zaman hedefimi küçük tutmadım. Ulaşabildiğim en yüksek yerde bırakmak niyetindeyim. Şu anda benim üçüncü yılım ve 3. Ligde yardımcı antrenör olarak çalışıyorum. Bundan sonrası için ise hayırlısı olsun diyorum.

“Bu materyalleri hazırlamak aslında Federasyonun işi”

FK: Hocam biz bu röportajları “Bir proje, bir röportaj” başlığı çerçevesinde özellikle ülke futboluna katkı sunma kaygısı güden ama aynı zamanda bir arayışı da içinde barındıran çeşitli yaratıcı ve özgün projelerin fikir sahipleriyle gerçekleştirmeyi daha çok tercih ettik. Bu doğrultuda az önce bahsettiğiniz gibi Teorik Futbol Eğitimi bizim sizinle bu röportajı talep etmemizde başta gelen sebeplerden bir tanesi oldu. Peki, Teorik Futbol Eğitimi projesini nasıl tarif edersiniz? Nedir Teorik Futbol Eğitimi?

AU: Teorik Futbol Eğitimi’nin çıkış amacı kesinlikle Türk futboluna hizmet etmektir. Bu, hiçbir ticari amaç gütmeden yapmış olduğum bir proje. Zaten bana maddi hiçbir katkısı olmadı. Olması yönünde her hangi bir çabam da olmadı. Teorik Futbol Eğitimi adı altında ilk yaptığım şey futbol antrenörleri için maç ve antrenman defteri çıkartmak oldu. Bir çok antrenör arkadaşıma hediye ettim. Şu anda ise birçok yerde kullanılıyor. Bu beni hakikaten mutlu ediyor. Taklitlerinin yapıldığını ve Süper Lig takımlarının logosunu değiştirip kullandığını da biliyorum. Buna üzülüyor musun derseniz, hiç üzülmüyorum aksine seviniyorum. Öncelikli düşünce Türk futboluna hizmet etmek olduğu için ürünlerin taklitte olsa kullanılıyor olması amacıma ulaştığım anlamına geliyor. Onun haricinde Facebook’ta yoğun bir şekilde takipçisi olan ve Youtube’da videoları ciddi tıklanma sayılarına ulaşan Teorik Futbol Eğitimi sayfam var. Bunların ortaya çıkış sebebini de Türk futbolundaki eğitimin eksikliğine bir isyandır. Çünkü Türk futbolunda görsel eğitim materyali yok. Görsel eğitim materyalini ortaya koyabilecek olan kim var diye baktığınızda en başta Türkiye Futbol Federasyonunu görüyorum. Türkiye Futbol Federasyonunun antrenörlere ve oyunculara görsel eğitim materyalleri sunması gerekiyor. Ancak bunu  yapmıyor. 2011 yılında antrenörlüğe başlamış, profesyonel futbol geçmişi olmayan Ali Han Uygun’un sosyal paylaşım sitelerinde yayınladığı videolar 200 binden fazla izleniyorsa, belki söylediklerim yanlış anlaşılabilir ama bu Türk futbolunun ayıbıdır. Bunu açık açık buradan ifade etmek istiyorum. Buradan da sesimizi duyurabilirsek futbolu yönetenlere seslenmiş olalım; Türk futbolunun, Türk futbolcusunun, Türk antrenörünün görsel eğitim materyallerine ihtiyacı var. Mümkünse çalışmalarına yön verirken bunu da dikkate alsınlar. Çünkü beni arayıp bana mesaj atıp “Hocam sağ bek mevkiinde oynayan bir oyuncu ne yapmalıdır, sol bek mevkiinde oynayan bir oyuncu nasıl pozisyon almalıdır, stoperin görevleri nedir bunların videoları var mıdır” diye arayanlar var. Bu ve buna benzer soruları soranların hepsi her yaştan futbolcular. ancak benim tek başıma bunlara yetişme şansım yok. Bu hizmet benim boş zamanlarımda yapmış olduğum çalışmalardan ibaret. Şu anda sosyal paylaşım sitelerinde hazırlamış olduğum 32 tane eğitim videosu var. Burada futbolla ilgili, futbolun aslında temel taşları olan birçok konuyu işlemeye çalıştım ancak bu sadece Ali Han Uygun’un yapabileceği bir iş değil. Bu işe birilerinin el atması lazım diye düşünüyorum. Çünkü çocuklarımızın ve ve biz antrenörlerin eğitime ihtiyacı var.

FK: Bugüne kadar nasıl geri bildirimler aldınız? Muhakkak çok sayıda güzel geri bildirim gelmiştir bunların hepsini tek tek hatırlamak da sıralamak da oldukça zordur. En çarpıcı olanlarını söylemenizi istesek.  

AU: Yüzlerce teşekkür aldım. Çocukların aileleri aradı. Arayanlar, mesaj atanlar oldu. "Uzun süredir oğlum için aradığım şeyleri sizin sitenizde buldum" diyenler oldu. Takımlarına izletmek için eğitim videolarını isteyen meslektaşlarımız oldu. Herkese cevap vermeye ve yardımcı olmaya çalıştım. Genelde teşekkür ve iyi dilekler geldi, olumsuz hiçbir geri bildirim almadım. Bu da insanı mutlu ediyor, motive ediyor ama bir yere kadar yapabiliyorsunuz. Bu işe kısa bir süredir ara vermiş durumdayım. Çünkü şu anda profesyonel bir kulüpte çalışıyorum ve bu işlere vakit bulamıyorum. Bu da aslında beni derinden yaralıyor. Bu bir sosyal proje. Sosyal projeyi mutlaka devam ettirmek gerektiği düşüncesindeyim.

FK: Projenin bundan sonraki serüvenine ilişkin tasarılarınız ve hedefleriniz nelerdir, aslında belli oranda belirttiniz ama daha somut olarak ne söylenebilir?

AU: Öncelikle şunu söyleyeyim ki bu benim yalnız yapabileceğim bir iş değil. Ben bugüne kadar hep yalnız yaptım. Benim dileğim Teorik Futbol Eğitiminin Türk futboluna hizmete devam etmesi. Bunun için bu işe eğilebilecek bir ekip kurmayı düşünüyorum. Mutlaka bu işe talip olacak insanlar çıkacaktır.

“Dünyada futbol hızlanıyor”

FK: Peki Hocam, bu sayfa sonuçta belli bir birikimin, çalışmanın ve yaratıcılığın ürünü. Bu doğrultuda fırsat bulmuşken biraz da ülke ve dünya futboluna dair çeşitli meselelere dair fikirlerinizi almak isteriz Futbol Kolektifi olarak.
 Dünyanın en büyük futbol organizasyonu dünya kupası geride kaldı. Bir dünya kupasının ardından bu seneki turnuva ile ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir? Önceki turnuvalara kıyasla dikkatinizi çeken yenilikler ve farklılıklar nelerdir? Dünya Kupası ışığında değerlendirecek olursak sizce ne gibi gelişmeler gerçekleşiyor dünya futbolunda?

AU: Benim gördüğüm en büyük fark futbolun her geçen gün daha da hızlandığı. Oyuncular hızlanıyor. Artık çalışmalar daha bilimsel olduğu için bu bilimsel çalışmaların etkileri sahaya yansıyor. Bir diğer konu ise bu dünya kupasında sistemli ve pozisyon hatası yapmayan takımların diğerlerinden bir adım önde olduğunu gördük.

FK: Ülke olarak bu turnuvada yer alamadık. Katılamayışımız tek başına bir ölçüt değildir ancak ülke futbolunda çeşitli eksikliklerin olduğu aşikar. Sizce ne gibi eksiklikler bizim dünyanın önde gelen futbol devlerinin gerisinde kalmamıza neden oluyor? Ülke futbolunun idari yapısı ve organizasyonu mu? Bilimsel veri eksikliği mi? Maddi kaynak eksikliği mi? Altyapıya verilen önemin yetersiz olması mı? Tesis eksikliği mi? Başka bir sebep mi?

AU: Öncelikle alt yapı eğitimlerinde sıkıntı olduğunu düşünüyorum. A takımlara harcanan paraların belli bir kısmı alt yapılara harcansa futbolumuz bu hallerde olmazdı. Futbol eğitimimizin çok daha erken yaşta başlaması gerekiyor. Geçen yıl U-11 müsabakaları vardı. İlk defa oynandı.. Ondan önce ki senelerde en küçük yaş grubu u-13 yaş grubu idi. Yani geçen yıla kadar 12 yaşın altındaki daha küçük çocukları biz müsabakaya çıkarmıyorduk. Geçen yıl o müsabakalara U-11 eklendi, bu sevindirici bir gelişme. Ben bu yaş sınırının daha alta düşmesi gerektiğini düşünüyorum. Yan çocuklar 8-9 yaşında müsabaka oynamaya başlamalı. Çünkü çok geride kalıyoruz. Futbol eğitimindeki eksikliğin dışında yönetici profilinde de büyük sorunlar görüyorum. Futbolu bilmeyen yöneticilerle çalışmak zorunda kalıyoruz. Maddi sıkıntının Türk futbolunda çok fazla olduğunu aslında düşünmüyorum ben. Maddi sorundan ziyade maddi kaynakları yanlış kullanma sorunu var. Çünkü her kulüp belli anlamda para harcıyor. Şu anda hiç altyapısı olmayan kulüpler var. Aslında en büyük sorun bence bu. Kulüplerimiz altyapısı olmadan her sene üst gruplara çok yüksek miktarlarda para harcıyor ve kesinlikle altyapıya hiçbir yatırım yapmıyorlar,  - bu nokta çok önemli özellikle belirtiyorum- şu anda profesyonel takımların A takımlarındaki hocaların aldığı maaşla altyapı hocalarının aldığı maaşı kıyasladığınız zaman futbolumuzun neden gelişmediğini net bir şekilde anlarsınız.

FK: Siz de internet üzerinden yayın yapan bir sayfanın yöneticisisiniz ve çok faydalı içerikler üretiyorsunuz. Peki, sizce bilgisayar, internet ve teknolojik olanaklar ülke futboluna katkı sağlama doğrultusunda yeterince kullanılıyor mu? Son noktada sizin yürüttüğünüz çalışma bireysel ve gönüllü bir çalışma. Bu konuda esasen sorumluluk sahibi sayılabilecek federasyon, akademi veya başka kuruluşlarca yabancı kaynakların yeterli düzeyde incelendiğini ve oradaki verilerin ülke futboluna kazandırıldığını düşünüyor musunuz? Sizce bu konuda neler yapılabilir?

AU: Sondan başlayalım, kaynakların Türk futboluna kazandırıldığını düşünüyor musunuz dediniz. Şu anda Türkiye’de oyun sistemleriyle ilgili siz bana bir kaynak gösterin. Aslında sorunuzun cevabı orada. Yani, şu anda Türkiye’de Türkçe anlatımı oyun sistemleriyle ilgili kaynak bulma şansımız yok. Ama yurtdışında araştırdığınızda başka dillerde binlerce yazılı esere ulaşabilirsiniz. Ama ülkemizde maalesef  yok. Bu şu anlama geliyor, söylediğimiz gibi bunlarla ilgilenen birimler bunların tercümesini yapabilirler, onu da bir kenara bırakın çünkü bu da hoş da bir şey değil aslında,yurtdışında yapılmış bir şeyi Türkçeye çevirip getirmekten ziyade bizim insanlarımızın oturup bu çalışmaları yapması lazım. Sistemleri anlatmak aslında çok kolay benim bunla ilgili kafamda çeşitli projeler var Ama bunu hayata geçirebilmek bizim elimizden gelecek bir konu değil. Mesela beyin jimnastiği yapalım sizinle, çıkalım Fatih Terim hocaya önüne bir tane futbol sahası koyalım sahanın üstünde oyuncular olsun, Türkiye Futbol Federasyonunun bir projesi olsun bu, bize 4-3-3 sistemini anlatsın. Hoca anlatsın, 4-3-3’de bek oyuncusu ne yapar, ileri uç sağda oynayan ne yapar, 4-3-3 oynayan bir takımda santraforun özellikleri ne olmalıdır? Örnek veriyorum 4-2-3-1 de olabilir bu sistem önemli değil. 4-2-3-1’de oynayan defansif orta sahaların özellikleri ne olmalıdır. Ne zaman kimin kademesine girmelidir? Bunu Fatih Hoca görüntülü bir şekilde bizlere anlatsa, bizler de 4-3-3 nasıl oynanırmış bunu görsek, 4-2-3-1 nasıl oynanırmış, ne zaman 4-4-2 oynamamız lazımmış, bunları görsek fena mı olur? İyi olur değil mi? İşte bizim bu gibi şeyleri Türk futboluna kazandırmamız gerekli. Ve ben bu gibi şeylerin Türk futbolunun eksiklikleri olduğunu düşünüyorum.

Bu anlattığımın güzel bir proje olduğunu kanaatindeyim. Gidelim Ertuğrul Sağlam bize 4-2-3-1’i anlatsın.  Aykut Kocaman bize 4-4-2’i anlatsın. Mehmet Özdilek’ten,Şenol Güneş’ten,Mustafa Denizli’den ve burada ismini sayamadığım onlarca saygıdeğer hocalarımızdan dinleyelim. Bunlar sistemleri görüntülü bir şekilde anlatabilir. Bizler de faydalanırız, oyuncular faydalanır. Bir sağ bek oyuncusu nasıl oynayacağını Ali Han Uygun’a soracağına Fatih Terim’den dinlese internette her hangi bir sosyal paylaşım sitesinde bir tıkla ulaşsa kötü mü olur? Bence harika olur ama bizim futbolumuzda bilgiyi saklama gibi bir hastalık var.Bilgi paylaştıkca büyür.Önce bunu aklımıza sokmalıyız.

FK: Peki, sizce böyle bir proje gerçekten akıl edilemediği için mi, yetersizlikten dolayı mı, yoksa ketumluktan dolayı mı yapılamıyor? Bu tabi biraz niyet okumaya girer bu yanıyla doğru bir şey değildir belki ama en azından bunun başka bir sebebi varsa bu konuda bir değerlendirme yapabilirsiniz.

AU: Ketumluk diyemem, antrenörlükte paylaşımla ilgili büyük sorunlar var, biz bunu biliyoruz. Ancak, Türkiye Futbol Federasyonunun bunu paylaşması gerekiyor. Bununla ilgili bir proje yürütmesi gerekiyor. Yani bu ketumluk olamaz. Ama düşünülememiş olabilir mi? Türkiye Futbol Federasyonu kaç tane oyun sistemi varsa, atıyorum on tane oyun sistemi var, bu on tane oyun sistemini on tane ayrı, on tane kıymetli hocamıza anlattırsa, bunları videoya çekse Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği aracılığıyla tüm illere dağıtsa tüm antrenörlerin eline geçse, sosyal medyaya koysak böyle bir proje yapılsa sistemler üzerine çok da fazla sıkıntı yaşamamış olur insanlar.

En azından doğrusunu yapmış oluruz, -siz de antrenörlük yapıyorsunuz- en azından 10-12 yaşında bir çocuğa küçükten bunun doğrusunun ne olduğunu öğretebiliriz. Ben böyle düşünüyorum. Yapılması lazım, belki de düşünülmemiştir diye tahmin ediyorum.

FK: Peki bunun ötesinde yani hem teknolojinin daha verimli kullanılması anlamında hem de genel olarak futbol camiasının yapısı, bileşimi ve kullandığı bilgiler, veriler, antrenman yöntemleri anlamında ülke futbolunun daha iyi yerlere gelmesi için genel olarak neler yapılabilir? Diyelim ki Federasyon Ali Han Uygun’a gelip bir acil önlem planı hazırlamasını istese Ali Han Uygun’un paketinde neler olurdu?

AU: Kesinlikle görsel materyallerin sayısını arttırırdım futbolda. Çünkü insanlar % 90 görerek öğreniyorlar, bu kesin bir şey. Yani bizim toplumumuzda okuma alışkanlığı zaten yok, antrenörlere en azından temel bilgi olarak görsel materyaller sunulabilir, oyunculara da görsel materyaller sunulabilir. Ben olsam kesinlikle görsel materyale ağırlık veririm. Hiç yok çünkü.

Bu arada teknolojinin kullanımına ilişkin soruyu da atlamamış olalım, teknoloji son yıllarda üst düzey takımlarda kullanılmaya başlandı. Şu anda şöyle söyleyeyim çok acıdır 3. Lig takımları, bazı 2. Lig takımları dahil futbolda maç analizi yapmıyor. Bu çok büyük bir dezavantaj. Bir savaşa gittiğinizi düşünün, rakibinizin ne yaptığını bilmezseniz o savaşı kazanma şansınız hiç yok. Rakibinizin tehlikeli yönlerini, tehlikeli silahlarını bilmezseniz kazanma şansınız hiç yok. Şu anda BAL ligi dahil Amatör Süper Lig dahil hepsinde mutlaka analizci çalıştırılması gerekiyor. Futbolda maç analizi yapılması gerekiyor.

FK: Olanaksızlıklardan dolayı mı yoksa iyi bir planlama olmamasından dolayı mı?

AU: İyi bir planlamadan ziyade insanların bunun faydalı olacağına inanmamaları diye düşünüyorum.

FK: Öneminin kavranmadığını düşünüyorsunuz?

AU: Evet kesinlikle önemi kavranmamış halde. Yani her hangi bir hocayı gönderiyorlar, hoca izliyor, üç beş satır bir şey yazıyor, bunun gibi. Her hocanın farklı bir maç izleyişi vardır. Her hoca farklı noktayı görür Onun için bunun görsel olarak desteklenmesi şart.

FK: Zaten futbolda analizin ortaya çıkışı serüveni de buna dayanmıyor mu? Yani insan gözünün ve hafızasının sınırları, algısının hatırlama konusunda subjektif olabilme ihtimalinden dolayı da buna ihtiyaç duyulmuyor mu?

AU: Kesinlikle, Çünkü tekrar tekrar izleyeceğiniz bir maçta göreceğiniz şeylerle, bir kere izlediğiniz bir maçta göreceğiniz şeyler arasında çok büyük bir fark var. Kaydettiğin zaman tekrar tekrar izleme şansına sahipsin.

FK: Peki hocam güncel meselelere gelecek olursak; öncelikle geçen sene gerek Demetevler Karadenizgücü ile Ankara 1. Amatör Liginde gerek Etiemsgut Belediyespor ile Bölgesel Amatör Lig’de çok başarılı bir sezon geçirerek şampiyon oldunuz. Sizi ve her iki kulüpteki çalışma arkadaşlarınızı tebrik etmek istiyoruz.

AU: Teşekkür ederim, sağolun.

FK: Bu sene Etimesgut Belediyespor olarak profesyonel ligde mücadele edeceksiniz ve siz de bu takımın teknik ekibinin bir parçası olarak görev yapacaksınız. Başarılı bir sezon diliyoruz sizlere. Takım olarak sezon hazırlıkları nasıl gidiyor? Hedefler nelerdir?

AU: Önce geçen yıldan başlayayım biraz. Demetevler Karadenizgücü bir alt lige düşmüş bir takımdı. Yoğun bir çalışmayla hem grubumuzu hem de play-off grubunu şampiyon olarak bitirerek bir üst lige çıktık. Oyuncularımızın bunda çok büyük bir payı var, özverili çalıştılar, bazı yaşadığımız sıkıntıları su yüzüne çıkartmadılar. Öncelikle onlara başarılar diliyorum. Çünkü antrenörlük hayatımda, hani köşe taşları vardır ya, Demetevler Karadenizgücü benim için kesinlikle öyledir. Unutamayacağım noktalardan bir tanesidir.
Şu anda Etiemsgut Belediyespor’un başarısı için Etimesgut Belediyespor teknik ekibinin içerisindeyim. Bunda Mete Işık hocanın bana güvenmesinin büyük payı var. Çünkü ben antrenörlük hayatımda aşağı yukarı üç yıldır hiç destek görmedim. Röportaj öncesinde size de anlattığım gibi burada da anlatayım. Biraz da esprili bir dille anlatırsak şöyle örneklemek istiyorum. Ben antrenörlüğü Caretta caretta kaplumbağalarının yumurtadan çıktıktan sonra denizi bulmaya çalışırken yaşadıkları serüvene benzetiyorum. Hiçbir yardımcıları yok, hiçbir destekleri yok. Denize ulaşabilirsen belli oranda yaşama şansın var. Çünkü hiçbir antrenör diğer antrenöre destek olmuyor. Burada Mete Hoca’nın bana büyük desteği oldu. Ben bu hususta sizin nezdinizde ona da teşekkür etmek istiyorum. Çünkü güvendi, beni ekibine aldı. Ben de yüzünü kara çıkartmamak için elimden gelen her şeyi yapıyorum.

Etimesgut Belediyespor benim için profesyonelliğe geçiş sürecinde bir adım. Daha çok bu sezonu ortama alışmak, profesyonel liglerin havasını koklayabilmek, o ligleri görebilmek adına bir imkan olarak görüyorum. Çünkü sonuçta profesyonel futbol oynamadım ben, amatör futbol oynadım. Bunla da gurur duyuyorum onu da söyleyeyim. Amatörlerin belki bir temsilcisi olarak da orada bulunuyorum. Antrenörlüğünün 3. yılında 3. Ligde antrenörlük yapmayı yakalamış bir insan olarak kendimi de şanslı görüyorum. Ama bu seneyi biraz daha alışmak dönemi en azından 3. Ligi görme dönemi olarak geçireceğim. İnşallah başarılı bir sezon geçiririz. Hazırlıklarımız tüm hızıyla devam ediyor. Sporcularımız özverili bir şekilde çalışıyor. 1. hazırlık dönemini 3 Ağustos itibarıyla bitiriyoruz. Ardından da Nevşehir’e kampa gidiyoruz. Orada 19 günlük bir kamp süreci geçireceğiz. İnşallah oradan sağ salim istediğimizi alarak dönersek lige iyi bir başlangıç yaparız diye düşünüyorum.



Röportaj: Futbol Kolektifi-Ulaş Taştekin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder